Günde yalnızca bir saat sosyal medyada gezinmek bile dijital göz yorgunluğuna yol açabiliyor. Journal of Eye Movement Research dergisinde yer alan yeni bir çalışmaya göre, bu durum sadece ekrana bakılan süreyle değil aynı zamanda tüketilen içerik türüyle de yakından ilişkili.
Çalışmada, Hindistan’da yaşayan genç yetişkinlerden oluşan 30 katılımcıya, her gün birer saat boyunca üç farklı içerik türü sunuldu. Bunlar, e-kitap okuma, video izleme, sosyal medya akışında gezinme oldu.
Bu oturumlar sırasında göz yorgunluğunun objektif göstergeleri (göz kırpma hızı, göz bebeği çapı ve göz kırpmalar arasındaki süre gibi) Raspberry Pi ve kızılötesi bir kamera ile izlenerek analiz edildi. Oturuşlar sabit bir sandalyede, ayarlanamaz mesafede gerçekleştirildi.
Araştırma sonuçlarına göre, sosyal medya akışı (reels, feed gibi), e-kitap okumaya veya video izlemeye kıyasla en yüksek düzeyde göz yorgunluğuna neden oluyor. Göz bebekleri bu durumda daha fazla büyüyüp küçülme eğilimi gösteriyor; bu da içeriğin sürekli değişen parlaklığı ve dinamik yapısıyla ilişkilendiriliyor.
Teknolojinin gözlerimize yaptığı işkence
Araştırmacılar makalelerinde, “Sosyal medyada gezinirken içerik ve parlaklıkta sürekli değişiklik olması, göz yorgunluğunun daha da artmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Çalışmada ayrıca, bir saatlik akıllı telefon kullanımında göz kırpma hızında önemli bir azalma (%54-61) ve göz kırpma aralığında (%39-42) artış olduğunu ortaya koydu. Yani gözlerin daha uzun süre açık kaldığı tespit edildi. Göz kırpma hızında azalma ve göz kırpma aralığında artış, görsel yorgunluğun göstergeleri olarak kabul ediliyor.
Bu küçük bilgi, gözünü seven ve sağlığını bozmak istemeyenlerin aklında bulunsun…