Mikrobiyota devrimi: Gelecek bağırsakta mı saklı?

İKİNCİ BEYİN BAĞIRSAK -7-

Bağırsaklarımız karar mı veriyor?

Bilim dünyasında son 10 yılda yayımlanan çalışmalar bağırsakları “ikinci beyin” olarak değil, artık birincil karar verici sistem olarak tanımlamaya başladı.

Bağırsaktaki enterik sinir sistemi, yaklaşık 500 milyon nöron içeriyor. Bu sayı, omurilikteki toplam nöron sayısından fazla. Bağırsaklardaki bu sinir ağı, vagus siniri aracılığıyla beyne sinyal gönderiyor.

Ama bu iletişimin %90’ı bağırsaktan beyne, sadece % 10’u beyinden bağırsağa doğru.

(Nature Reviews Neuroscience, 2021)

Travmalar önce bağırsakta hissediliyor

Depresyon geçiren bireylerde iştahsızlık, kabızlık, şişkinlik gibi belirtiler yaygın. Hatta bazı durumlarda bu fiziksel belirtiler, depresyon tanısından haftalar önce ortaya çıkıyor.

Araştırmalar, çocukluk travmalarının bile bağırsak mikrobiyotasını kalıcı olarak etkilediğini gösteriyor. (Psychoneuroendocrinology, 2022)

Mikrobiyota sadece beyni değil, bağışıklık sistemini ve hormonları da etkiliyor.

Gelecekte bizi neler bekliyor?

1 – Kişiye özel mikrobiyom diyeti:

Her bireyin bağırsak florası kendine özgü. Gelecekte genetik ve mikrobiyom analizine dayalı “kişisel menüler” geliştirilecek.

Bugün “zararlı” dediğimiz bazı gıdalar, bir başkasında faydalı olabilir.

2 – Akıllı gıdalar ve kapsül bakteriler:

FDA onaylı “canlı bakteri kapsülleri” bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlandı bile. Obezite, diyabet, depresyon ve alerji tedavisinde kullanılacak özel bakteri suşları yolda. (Cell Host & Microbe, 2023)

3 – Kişisel dışkı bankası:

Sağlıklı gençlik dönemindeki dışkı örnekleri dondurularak saklanabilir. İleride disbiyoz gelişirse, kendi “temiz mikrobiyotamız” tekrar vücuda verilebilir. Bazı ülkelerde dışkı bankacılığı başlamış durumda.

4 – Bakteriyel ilaçlar:

Gelecekte probiyotikler antibiyotiklerin yerini alabilir. Özel olarak geliştirilmiş “iyi bakteriler”, zararlı bakterileri bastıracak şekilde programlanıyor. Bu sistem, antibiyotik direncine karşı devrim olabilir.(Lancet Infectious Diseases, 2022)

5 – Bağırsak zihin simülasyonu:

Yeni nesil beyin-bilgisayar arayüzleri, mikrobiyotadan gelen sinyalleri okuyabilecek. Ruh hali değişimlerini önceden tahmin eden algoritmalar geliştiriliyor.

Bağışıklık sisteminin karargâhı: Bağırsak

Vücuttaki bağışıklık hücrelerinin yaklaşık %70’i bağırsakta bulunur. Mikrobiyota, zararlı patojenleri tanır, alarm verir, bağışıklığı eğitir.

Dengesiz mikrobiyota = otoimmün hastalık riski.

Bağırsak dengesizliği; haşimato, tip 1 diyabet, romatoid artrit, egzama, gıda alerjileri ve astım gibi bağışıklık temelli hastalıklarla ilişkilendirilmekte. (Frontiers in Immunology, 2021)

Bugün deneyebileceğiniz 3 şey

1 – Geleceğe yatırım: Lif bankası oluşturun

Bugünden itibaren haftada en az 30 farklı bitkisel kaynak tüketin. (Meyve, sebze, tahıl, bakliyat, baharat dahil).

(American Gut Project, 2018)

2 – Antibiyotik aldıysanız mikrobiyotayı besleyin:

Kür bitiminden sonraki 4 hafta boyunca

– Günlük kefir + prebiyotik lif + uyku + stres yönetimi + şeker kısıtı

3 – Ruh haliniz değiştiğinde: midenizi gözlemleyin

Her moral düşüşünde yeme alışkanlıklarınızı, tuvalet düzeninizi ve şişkinlikleri not alın. Mikrobiyota–ruh hali bağlantısını fark etmek için en iyi yol budur.

Bağırsak sadece sindirmez, öğretir, yönetir, yönlendirir.

Ve bilim artık şunu söylüyor:

“İyi yaşamak istiyorsan önce bağırsaklarına sor.”

Related Posts

Uzmanı uyardı: Gençlerde beyin kanaması görülme oranı giderek artıyor!

Uzmanı uyardı: Gençlerde beyin kanaması görülme oranı giderek artıyor!

Mor besinlerin farkı

Antosiyanin; bitkilere mavi, mor ve kırmızı renkleri veren doğal pigmenttir. Bu sayede meyve sebzeler çok güçlü antioksidanlara dönüşür. Kalpten, kan basıncını düşürmeye ve kanser riskini azaltmaya kadar birçok faydası olan bu yiyecekler günlük beslenmeye eklenmelidir.

Alzheimer’a umut olacak keşif! Hastalığı tetikleyen mekanizma çözüldü

Yürüttükleri çalışmayla Alzheimer hastalığının oluşumunda kilit rol oynayan yeni bir mekanizma keşfettiklerini açıklayan Prof. Dr. Muhsin Konuk ve doktora öğrencisi Arş. Gör. İrem Gülfem Albayrak, “Sıradaki hedefimiz, bu mekanizmayı düzenleyecek mümkünse bitkisel bir molekül bulmak. Başarırsak, o kişi Alzheimer’a yakalanmayacak” dedi.

Zayıflamak için tüketilen çaylara dikkat: Sağlığımızı tehdit ediyor

Bilinçsiz tüketilen bitkiler konusunda konuşan Diyetisyen Şükriye Eral, “Kontrolsüz tüketilen bitki çayları kalp ritim bozuklukları, tansiyon düzensizlikleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon yetersizlikleri yapabilir, fazla tüketimler zehir etkisi yapabilir. Diğer kullandığımız ilaçlarla, bitkilerle etkileşime girebilir” açıklamasında bulundu.

Uzmanlar uyardı: Aşırı efor çocuklarda kalp hastalıklarını tetikleyebilir

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cemşit Karakurt, çocuklarda doğuştan gelen veya sonradan gelişen kalp hastalıklarının spor gibi efor gerektiren aktivitelerde hayati tehlikeye yol açabileceğini belirtti. Prof. Dr. Karakurt, “Yaz okullarına kayıt yaptırmadan önce bir doktor kontrolü, olası risklerin önüne geçebilir” dedi.

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı